Cumhuriyet gazetesi müellifi Barış Pehlivan bugünkü köşesinde ‘Gizli tutulan isimler’ başlıklı bir yazı yazarak, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ‘gizli tutulan isimlerini’ kaleme aldı. Pehlivan yazısında, “Bazı gerçekleri hiç duymayacaksınız. O gün yaşanan işgalin bilinmeyen işbirlikçileri müstehzi gülümsemeleriyle bizi izleyecek” dedi.
TRT’nin iki gün evvel yaptığı bir habere gönderme yapan Pehlivan, “Misal, TRT’nin iki gün evvel yaptığı haberi okuyorum: ‘FETÖ, 40 yıllık hain planlarını hayata geçirirken en çok saklılığa kıymet verdi. Bunun için farklı bağlantı teknikleri belirlediler. Örgüt içinde kripto haberleşme uygulaması ByLock kullanıldı’ Ne büyük keşif! Pekala, TRT’deki meslektaşlar şu sorunun cevabını verebilir mi: Aslında kaç kişi ByLock kullandı?” tabirlerini kullandı.
Pehlivan’ın yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Pek bilinmeyen bir argüman ortaya atayım.
Tarih: 12 Temmuz 2016. Yani darbe teşebbüsünden üç gün evvel…
Denir ki, Ulusal İstihbarat Teşkilatı (MİT) 18 bin kişilik bir ByLock listesi hazırladı. Ve bu liste Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yollandı. Sanki ByLock’un deşifre olduğunu öğrenen örgütün darbeyi hızlandırmasında bu listenin hissesi var mıydı?
Ya Eylül 2017’de ne oldu?
Tam bu tarihte Twitter’da ‘byleak’ isimli bir hesap devreye girdi. Yönlendirilen bir site üzerinden ByLock listeleri 3 dolara sorgulanabiliyordu. Ödemeler kripto parayla gerçekleşiyor, telefon yahut TC kimlik numarasından sorgulama yapılabiliyordu. Sahi, kim bu çok saklı veritabanına ulaşabildi? Bunun soruşturması yapıldı mı?
Ya, Ayasofya’nın evvelki baş imamının yeğeni ve AKP’nin şu anki Londra temsilcisi Abdurrahim Boynukalın’ın ismi o Twitter hesabında ‘ByLock kullanıcısı’ olarak neden yayımlandı?
Bu bilgi doğruysa, AKP’li Boynukalın’a bir savcı ‘Bu ne iş’ diye sordu mu?
Dahası…
Fethullahçıların ByLock’tan kurtulma planı olan ‘Mor Beyin’ listesine sokulanlar ortasında gerçek ByLock kullanıcıları da var mıydı? Haydi sayı da vereyim, 300 gerçek ByLock kullanıcısı da mağdurlar ortasına sokulup, sanık olmaktan kurtarıldı mı? Onlar ortasında kaç AKP’li bakan ve milletvekili vardı? Örneğin, Abdurrahim Boynukalın’ın telefon numarası da o listeden çıktı mı? Ya da hala hakkında isimli süreç yapılmayan binlercesi ortasında hangi özel beşerler bulunuyordu? Kaçı kaç parayla kaçabildi?
Saf değilim. TRT’nin ya da AKP medyasının bu soruları sormayacağını bilebilecek bilinçteyim.
Ama işte Han Suyin’in şu kelamı ne kadar da hakikat: ‘Gerçek, tıpkı ameliyat üzere, can yakabilir, fakat güzelleştirir.’
15 Temmuz darbe teşebbüsüne karşı çaba eden fakat artık sistemden uzaklaştırılan çok kıymetli bir savcı şunu demişti bana:
‘Devleti o gece sokakta topladık. Sonrasında ise devlet bizi sokağa attı.’
Bugün 15 Temmuz’a dair konuşanları dinlerken bu kelamı anımsayın…” ( HABER MERKEZİ)