Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), yüzey sıcaklığının sanayi öncesi ortalamasının yaklaşık 1,55 derece üzerinde kaydedildiği 2024’ün en sıcak yıl olduğunu doğruladı.
WMO, 6 milletlerarası kuruluşun bilgilerine dayanarak hazırladığı, geçen yıl kayıtlara geçen sıcaklığa ait raporunu yayımladı.
Raporda, “WMO, yüzey sıcaklığının 1850-1900 devrini kapsayan sanayi öncesi ortalamanın yaklaşık 1,55 derece üzerinde kaydedildiği 2024’ün en sıcak yıl olduğunu doğruluyor.” tabiri kullanıldı.
2015-2014 devrinin, kayıtlara geçen “en sıcak 10 yıl” olduğu belirtilen raporda, global ortalama sıcaklığın 1850-1900 ortalamasının 1,5 derece üzerinde olduğu birinci takvim yılının görüldüğü bildirildi.
Raporda, 2024’te, harikulâde kara ve deniz yüzey sıcaklıkları ile okyanus ısısının görüldüğüne işaret edilerek, Paris Muahedesi’nin, uzun vadede global sıcaklık artışını 1,5 dereceyle sonlandırma gayesinin devam ettiği lakin önemli tehlike altında olduğu kaydedildi.
WMO’nun, Mart 2025’te “Küresel İklim Durumu 2024” başlıklı raporunu yayımlayacağı belirtilen raporda, sera gazları, yüzey sıcaklıkları, okyanus ısısı, deniz düzeyinin yükselmesi ve buzul çekilmesi dahil temel iklim değişikliği göstergelerinin tüm detaylarının bu raporda yer alacağı kaydedildi.
“LİDERLER, İKLİM FELAKETİ İÇİN ÇABUCAK HAREKETE GEÇMELİ”
Raporda görüşlerine yer verilen BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, WMO’nun raporunun, global ısınmanın, somut ve inkar edilemez bir gerçek olduğunu bir kere daha kanıtladığını tabir etti.
Bazı yıllardaki sıcaklıkların, sanayi öncesi ortalamanın 1,5 derece üzerinde kaydedilmesinin uzun vadeli amaçlardan vazgeçileceği manasına gelmediğini kaydeden Guterres, şunları kaydetti:
“Bu, gerçek yola girmemiz için daha da sıkı çaba etmemiz gerektiği manasına gelir. 2024’te görülen kavurucu sıcaklıklar, 2025’te çığır açan iklim aksiyonu gerektiriyor. İklim felaketinin en berbatından kaçınmak için hala vakit var. Fakat başkanlar çabucak harekete geçmeli.”
WMO Genel Sekreteri Celeste Saulo ise iklimle ilgili tarihi anlar yaşandığına dikkati çekti.
Saulo, “Sadece bir yahut iki rekor kıran yıl değil (rekor sıcaklıklar açısından) tam 10 yıllık bir seri yaşadık. Buna yıkıcı ve çok hava olayları, yükselen deniz düzeyleri ve eriyen buzlar eşlik etti. Bunların hepsi, insan faaliyetleri nedeniyle rekor kıran sera gazı düzeyleriyle desteklendi.” sözünü kullandı.
Sıcaklık artışının sanayi öncesi periyoda nazaran 1,5 derece fazla ölçüldüğü bir yılın, Paris Mutabakatı’nın uzun vadeli maksatlarına ulaşılmadığı manasına gelmediğini vurgulayan Saulo, “Isınmanın her bir derecesinin kıymetli olduğunu kabul etmek değerli. 1,5 derecenin altında yahut üstünde bir ısınma düzeyi ile global ısınmanın her ek artışı, hayatlarımız, ekonomilerimiz ve gezegenimiz üzerindeki tesirleri artırır.” değerlendirmesinde bulundu.