İstanbul Bakırköy’de dün meydana gelen olayda Abdullah Türkoğlu isimli kişi daha evvelden tabanca ile yaraladığı kişinin ailesi tarafından açılan tazminat davasının geri çekilmemesi üzerine dehşet saçtı. Türkoğlu, evvel davanın avukatı Servet Bakırtaş’ı Bakırköy’deki ofisinde silahla vurarak öldürdü. Türkoğlu daha sonra kendisine dava açan 71 yaşındaki Öznur Tufan’ı Büyükçekmece’deki ofisinde silahla vurarak öldürdü.
Olayın akabinde gözaltına alınan Abdullah Türkoğlu’nun emniyette verdiği tabir ortaya çıktı. Tabirinde işsiz olduğunu söyleyen kuşkulu, avukat Servet Bakırtaş ile rastgele bir samimiyeti olmadığını da söyleyerek, “Davalı olduğum Burak Ocak ve Öznur Tufan’ın avukatı olması nedeniyle tanırım” dedi.
“2000 YILINDAN İTİBAREN TARTIŞMALARIMIZ OLDU”
Öznur Tufan’ı ise 2000 yılından bu yana tanıdığını söyleyen Türkoğlu, “Eskiden kargoculuk yaparlardı. Hırsızlık malları satarlardı. Daha sonra 2006 yılından 2015 yılına kadar Bahçelievler’deki mobilya dükkanımın karşısına mobilya dükkanı açtılar. Öznur Tufan ve Burak Ocak ile dükkanlarını açtıkları tarihten itibaren ortamızda tartışmalar olurdu. O tarihte benim sattığım mallar kaliteliydi. Onlarınsa daha düşük kaliteli malları vardı. İşyeri çalışanlarımın yanında beni darp ettiler. Ben de yazıhanemden aldığım silahla Burak Ocak’ı bileğinden, kasığından ve baldırından silahla yaraladım” dedi.
“BANA ZALİMCE DAVRANDILAR”
Yaralamanın akabinde 8,5 yıl mahpus cezası aldığını söyleyen Türkoğlu, “4 yıl 2 ay 10 gün cezaevinde yattım. Cezaevinde iken meskenimi sattım ve vergi borçlarını ödedim. Burak Ocak’ın hastane masraflarını ödedim. Lakin hastaneden çıkınca bana 900.000 liralık tazminat davası açtılar. Ablama sattığım meskene haciz koydular. Bana zalimce davrandılar. Bir işe girdiğim vakit maaşıma haciz gelmesi tarafında yazı geliyordu. Bana yaşama hakkı vermiyorlardı. Sabit bir işte çalışamamaya başladım” dedi.
“SİLAHI İNTİHAR ETMEK İÇİN ALMIŞTIM”
Olayda kullandığı silahı 2019 yılında intihar etmek için aldığını söyleyen kuşkulu Türkoğlu, “Ancak benim ve ablamın üzerine çok gelmeleri sebebiyle avukat Servet Bakırtaş ve Burak Ocak’ı öldürmeye karar verdim. İsimli tatil ve bayram tatili geldiği için avukatı bir daha bulamayacağımı düşünerek bugünleri bilhassa seçtim” dedi.
KATİLİNE SU VERMİŞ
Olay günü sabah kalktığında son bir defa daha düşündüğünü söyleyen Türkoğlu, “Hergün ağlamaktan, üzülmektense öldüreyim kurtulayım diye düşündüm. Evvel yaya olarak Servet Bakırtaş’ın ofisine gittim. Bina dış kapısı açıktı. İçeri girip ofisin ziline bastım. Servet Bakırtaş kapıyı açtı. Evvel tanır üzere oldu. Ben de, ‘Yukarıdan gönderdiler’ dedim. Bir bardak su istedim verdi. O sırada elimdeki poşetten silahı çıkardım. ‘Beni tanıdın mı? Ben Abdullah Türkoğlu’ dedim. O anda duraksadı. ‘Beni mahvettin. Ocağımı söndürdün. Benden ne istediniz?’ dedim. Kımıldamaya başladı. Ben de ‘olduğun yerde kal’ dedim. Bana yanlışsız hareket edince iki el ateş ettim. Servet Bakırtaş yere niyet ofisin kapısını kapatıp çıktım” dedi.
“BİR KELAM SÖYLEMEDEN ATEŞ ETTİM”
Ofisten çıktıktan sonra evvel minibüse sonra taksiye binerek Burak Ocak’ın Büyükçekmece’deki iş yerine gittiğini söyleyen Türkoğlu, “İş yerinin önüne gittiğimde Öznur Tufan girişte duruyordu. Rastgele bir kelam söylemeden silahı doğrulttum ve bir el ateş ettim. Sonra çıktım. İlerideki gördüğüm taksiye bindim. Lakin taksici beni indirdi. Esnaf üzerime gerçek gelince silahı onlara doğrultup yaklaşmayın dedim. Az ilerledikten sonra genç biri belimden sarılarak beni yere düşürdü. Gelen vatandaşlar beni darp etti. Daha sonra gelen polisler beni karakola götürdü” dedi.
“PİŞMANIM”
Yaşananlardan ötürü pişman olduğunu söyleyen Türkoğlu, “Beni çocuğuma para vermez hale getirdiler. Herkese muhtaç ettiler. Keşke bunların hiçbiri olmasaydı ve bunlar yaşanmasaydı. Fakat acıya doydum. Beni mahvettiler. Pişmanım. İki cinayeti de kendim gerçekleştirdim. Kimseden talimat almadım. Mobilyacıda Burak Ocak’ı görseydim onu öldürecektim” dedi.